Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Akdeniz Bölgesinde ve Antalya’da ilk defa kullanılan bir yöntem olan dondurarak akciğerden biyopsi alma yöntemini uygulamaya başladı. Bu yöntemle hastaların daha az yorulduğu ve daha kısa sürede gerçekleşen bir endoskopi yöntemiyle akciğerden biyopsi alınabilecek.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde yeni bir teşhis yöntemi kullanılacak. Akciğer hastalıklarının teşhisinde uzun ve zorlu bir ameliyat yerine endoskopi yöntemiyle daha hızlı bir şekilde dondurarak akciğerden biyopsi alma yöntemi tercih edilecek.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özbudak, “Son dönemde Türkiye’de artış gösteren İnterstisyel akciğer hastalığı adı verilen bir hastalık grubu bulunuyor. Bu hastalık, inatçı ve kuru öksürük ile nefes darlığı gibi semptomlarla kendini belli ediyor. Bu hastalık genellikle çoğu tedaviye cevap vermeyen bir hastalık grubudur. Bu soruna kesin bir tanı koymak oldukça önemlidir. Tanı sürecinde yapılan muayene bulguları ve tetkiklerle hastalığı farklı gruplara ayırabiliyoruz. Bazı durumlarda ise doğrudan bu yöntemle tanı koyabiliriz” şeklinde konuştu.
Akciğer sertleşmesi hastalık grubunda tanı koymanın zor olduğunu ve bu alanda biyopsinin önemli bir rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Ömer Özbudak, “Son yıllarda geliştirilen dondurarak akciğerden biyopsi alma yöntemiyle bu tanı koyma sürecini kolaylaştırabiliyoruz. Biz de Akdeniz Bölgesi’nde bu yöntemi kullanmaya başladık. İlk iki vakayı yakın zamanda gerçekleştirdik. Bu yöntemin avantajı, ameliyat yerine endoskopik bir şekilde akciğer içine girerek biyopsi alınmasıdır. Hasta aynı gün içinde taburcu edilebilen bir şekilde tedavi gerçekleştirebiliyoruz. Tanı oranları yaklaşık yüzde 80’e kadar ulaşabiliyor. Bu yöntem sayesinde doğru tanıya ulaşmak için hastaya faydalı bir yöntem sunuyoruz” dedi.
Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Üzer ise dondurarak akciğerden biyopsi alma yöntemini başlattıklarını belirtti. Üzer, “Yaklaşık bir ay önce iki vakayı gerçekleştirdik. Bir vakamızda ameliyat riski olan bir hasta vardı, diğer vakada ise ameliyat istemeyen bir hasta vardı. Dünya genelinde tanı oranları yüzde 80’lere kadar çıkıyor. Biz ise iki vakada da yüzde 100 doğru tanı koyduk. Bu işlemi rutin bir şekilde gerçekleştirme planı yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Rahim ağzı kanseri, önlenebilir bir hastalıktır
Çerezleri, yalnızca veri politikamızdaki hedeflere uygun ve mevzuata uygun bir şekilde kullanmaktayız. Daha fazla bilgi için lütfen veri politikamızı inceleyiniz.